GSÜ'de Hazırlık
- Berkay Ülke
- 7 Nis 2019
- 4 dakikada okunur
Galatasaray Üniversitesi'ni kazandıktan sonra bir Fransız lisesinden gelmeyen herkesin geçmesi gereken yoğun bir hazırlık senesi ve öğrenmesi gereken bir dil var. Bu yazıda benim için bu sene ve Fransızca öğrenme sürecinin nasıl geçtiğinden bahsedeceğim.

Hazırlıktaki amaç
Üniversitenin hazırlığı haftada 25-30 saat arası bir eğitimi kapsıyor ve eğitim amacı dilin 4 temel becerisini geliştirmek: konuşma, dinleme, yazma, okuma. Sınavlar da direkt bu becerileri ölçen 4 farklı sınavdan oluşuyor. Bu 4 beceriyi birden kazandırmak için Türk üniversitelerindeki alışılagelmiş hazırlık eğitiminden farklı bir eğitim veriliyor.
Kullanılan yöntemler
Hazırlıkta yöntem fazlasıyla esnek ve hocalar arasında farklılık gösteriyor.Bununla birlikte günün sonunda herkesin yakın seviyelerde hazırlıktan ayrıldığını belirtmek istiyorum. Farklı hocaların aynı konuları farklı sıralarda veya farklı şekillerde öğrettiğini çokça duyduk. Okul hocaların kullandığı yöntemler konusunda esnek olsa da derste öğrenilecek şeyler ve sınavlar herkes için aynı. Yine de her hocanın genel olarak kaçındığı şey ezberletmek.
Bir dil öğrenilirken ne kadar az şey ezberletilebilirse bizlere o kadar az şey ezberletildi. Bir kelimeyi sadece öğrenmek için öğrenmedik, o kelimeyi kendimizi ifade etmek için ona ihtiyacımız olduğu anda öğrendik. Bu durum genellikle sınıfta konuşurken bir şeyi nasıl anlatacağımızı bilemememiz ve bunun üzerine yeni bir şey öğrenmemiz şeklinde gelişti. Bu durum sadece kelimelerle sınırlı da kalmadı. Bir zaman kipi ne kadar müfredatta olursa olsun eğer biz onu erken kullanmak istersek o kipten kısaca bahsedilip ileride detaylı anlatıldı.
Bunları söylerken yine de belirtmek lazım ki ilk birkaç ay çoğunlukla ezberlemekle geçti. Özellikle başlangıçta ne kadar hızlı gidildiği de göz önünde bulundurulunca işin başını sıkı tutmak gerekiyor zira tutmayanlar çok erken koptu ve daha hazırlığın ortasında okuldan ayrılanlar da oldu.
Hocalar öğrenmenin en iyi yolunun öğrenilen şeyin kullanılması olduğunu düşünüyor. Bunu sınav puanlandırmalarında konuşma ve yazmanın 30'ar, dinleme ve okumanın 20'şer puan olmasından da anlıyoruz. Bu sebeple de derslerde, özellikle ikinci dönemde, hocalar mümkün olduğunca aradan çekilip öğrencilerin kendi arasında konuşmasını bekliyorlar. Derslerde üniteye yönelik genel bir tartışma konusu üzerine bir yazı veya radyo kaydı dinleyip bunların üzerine tartıştığımız çok olmuştur.
Bölüm Dersleri
Hazırlığın ikinci döneminde haftada 2 (mühendisler için 4) saat herkes bölümüyle ilgili bir derse giriyor. Bu dersler genelde bölümün en temel derslerinden (benim için matematik ve fizikti) oluyor ve hoca sizlere bölümün ilk senesinde göreceğiniz konulardan bahsediyor. Bu derslerin her biri sene sonu notunuzu %5 etkiliyor bu yüzden onları gözünüzde büyütmenize gerek yoksa da bir sonraki sene derse gittiğinizde en azından kulak dolgunluğunuz oluyor ve adapte olmanız biraz olsun hızlanıyor.
CAA
Centre d'auto-apprentissage (kendi kendine öğrenme merkezi) yani CAA öğrencilerin kendi eksiklerine göre kendi başlarına çalışabilecekleri, hazırlığın çatı katındaki bir kısım. Bu kısımda 4 beceriyi geliştirmek için 4 farklı bölüm ve farklı araçlar var. Bunların arasında ses kayıtları, dergiler, filmler, kitaplar, bilgisayarlar ve sizinle konuşmak için orada olan görevli öğrenciler ve hocalar var.
Hazırlığın bu kısmını kullanmak ise tercihe bağlı değil çünkü ders programında ne zaman CAA'ya gidileceği belli. Ders saatleri dışında da isteyenler akşam 6'ya kadar CAA'ya gidebiliyor. CAA, Galatasaray'ın hazırlığını özel kılan en önemli etkenlerden biri. Buradaki kaynakların değeri parayla ölçmeye kalksanız bile çok fazla, ayrıca dışarıda Ingilizce eğitim için bile zor bulacağınız ana dili Fransızca olan hocalar ve Fransızcası iyi olan öğrenciler sizinle konuşmak için orada hazır bulunuyor.
Ben CAA'yı en çok konuşmak için kullandım. Hem kendi hocalarımla hem de farklı kişilerle sıkça konuştum ve özellikle hazırlıksız gitmeye çalıştım. Belirli bir seviyeden sonra hazırlıksız gidip konuşmak ise doğaçlama konuşma yeteneğimi zirveye ulaştırdı. Ayaküstü sohbetler yapabiliyor ve derste söz alıp aklımdan geçeni direkt söyleyebiliyordum, bunu tamamen CAA'ya borçluyum.
Sınavlar
Sınavların yegane amacı 4 beceriyi test etmek. Bu sebeple her becerinin kendi sınavı uygulanıyor ve sınavlar 2 güne bölünüyor. Ilk gün tüm öğrenciler sırasıyla dinleme, okuma ve yazma sınavlarına giriyorlar. Konuşma sınavı ise önceden belirlenmiş randevularla yapılıyor. Şunu da ayrıca belirteyim her sınavda sizden beklenenler sınav kağıdının en arkasında yazıyor, cevapları bunlara göre hazırlamak genelde akıllıca oluyor.
Kısaca bahsetmek gerekirse dinleme sınavında seviyeye göre 5 ila 15 dakika arasında bir ses kaydı dinleyip notlar almanız ve sorulara cevap vermeniz bekleniyor. Bu sınavda küçük bir hoşluk var, yazdığınız cevaptaki yazım hataları göz ardı ediliyor. Buna güvenip duyduğumu Türkçe yazmışlığım bile var.
Yazma sınavından size bir bağlamda 2 farklı konu verilip seçtiğiniz konu hakkında yine seviyeye bağlı olmak üzere en az 300 kelimelik bir metin yazmanız isteniyor. Bu bağlam bazen dosta bir mektup bazen de yarı resmi bir forum yazısı olabiliyor.
Okuma sınavında da benzer bir yöntem izleniyor. Size 2 metin veriliyor, genelde biri diğerinden daha zor oluyor, ve iki metnin de sorularını cevaplamanız isteniyor.
Konuşma sınavı gerek diğerlerinden ayrı bir günde yapılması, gerekse çoğumuzun ilk defa tecrübe ettiği bir deneyim olmasıyla çok ayrı hissettiriyor. Önce sizinle aynı saatte girecek öğrenciler ile bir odada rastgele çektiğiniz bir konuya hazırlanıyorsunuz. Bu konu monolog konunuz oluyor ve karşınızdaki hocalar yorum yapmadan sizden 5 dakika boyunca bu konu hakkında konuşmanızı bekliyorlar. Bundan sonra ise diyalog kısmı geliyor. Bu kısımda genelde monologda bahsettiğiniz konuyla alakalı olacak şekilde size birkaç sorular yöneltip doğaçlama bir konuşmanın altından nasıl kalktığınız gözlemliyorlar.
Hazırlıktan Bittiginde
Hazırlığı bitirmeniz için tüm sınavlarınız ve dersteki performansınız hesaba katılıp bir puan hesaplanıyor. Eğer bu puan 50'den fazlaysa geçiyorsunuz, değilse bütünlemeye kalıyorsunuz. Ben 66 ile geçtim ve konuşma sınavlarının beni kurtardığını söyleyebilirim.
Hazırlık bittiğinde ise kendimi gerçekten Fransızca ifade edebildiğimi hissediyordum, özellikle sene sonunda konuştuğumuz konular ve okuduğumuz yazılar insanı tatmin ediyordu. Ülke ve dünya gündeminden tutun yapay zekaya, kürtajdan tutun dünya tarihine pek çok şeyden bahsediyorduk. Ayrıca derste aktif olarak konuşan biri olarak öğrendiğimi hissediyordum.
Bunları göz önünde bulundurduğumuzda ve ilk senedeki genel performansımı gördükten sonra hazırlığın gerçekten yeterli olduğunu, hiç bilmeyen bir insanı yoğun bir programla bir senede bölüme hazır hale getirdiğini söyleyebilirim. Yazın biraz paslanmış olsam da adapte olmam uzun sürmedi ve takip ettiğim süre boyunca dersleri anlayıp hocalara derdimi anlatabildim.
Galatasaray'ı düşünenler için son olarak şunları söylemek istiyorum. Buradaki hazırlık Ingilizce hazırlıklar gibi değil. Buraya ya Fransızca bilerek geliyorsunuz, ya da hiç bilmeden geliyorsunuz. Eğer hazırlığa girecekseniz yoğun ve kaliteli bir dil eğitimi alacağınızı bilerek gelin ve bu eğitim sırasında çok rahat olmayacağınızı bilin. Fransızca öğrenmesi ve konuşması keyifli bir dil, eğer bu tempoya ayak uydurabilirseniz geri dönüşü güzel olacaktır.
Comentarios